13 Eylül 2011

Üzülüyom lan.


Ben maç izlemek isterdim sevgilimle.


Yemek yapmayı isterdim.
Uyumadan önce kavga etmeyi isterdim.


Ama bırakın bunları; benim bunların hepsini heppppppppppp heeeeeeeeeeeppppppppp hepsinnnnnniiii yapabileceğim bi kankam var: Şeftali <3 Adı Şeftali olcak onun. Ben Şeftali çok severim. Onu da çok severim. <3<3<3

Bugünkü bi diyaloğum. -Annemle.


 Annem: Kızım senmi geldin?
Ben: Yok anne babam geldi

Dalga geçme benimle!!!! Alırım ayağımın altına!!

sen özellikle "bırakmayacağım." diyip de terkettiğinden beri güvenmiyorum kimseye.

tekrar ben geldim. ödevleri mödevleri bitirdim hop burdayım.
başlıktanda görüldüğü gibi; psikopata bağladım. Halil Sezai Mod again desek iyi olur.
hiç gitmem dedi, hep burdayım, yanındayım dedi birisi.
anlat; ben dinlerim seni.. dedi birisi, anlattım, cevap bile vermedi. veremedi, sustu.
Seviyorum dedim. Ben de! diyip sarılmasını beklerken, "seviyo musun?" dedi ve mal mal bakmaya başladı.
aradan zaman geçti; tekrar konuştum.. İşim var. diyip savurdu başından.
Sabrettim, yine konuştum. Evet evet, konuştum.. Ama yine acı çektim. yine acı çektim, hiç bırakmadı peşimi acı.
arkadaşım bir tanesi; "gülmek sana çok yakışıyor be!" dedi. "hep gül lan, hakediyorsun pislik. yakışıyor.." dedi.. Gülmeyi en çok hakedenler hep kan ağlayanlar değilmidir zaten? Ben ağlayamıyorum. Bazen olur bende öyle.. Patlama noktam olur. Biryere kadar ağlamam, ağlayamam. Ama bir olay olur ki, gözyaşlarımı tutamam artık. Ama işin garip tarafı; ben hiç olmadık olaya bile ağlayabiliyorum öyle durumlarda. Ne olacağım belli olmuyor.. Değişiyorum, mesela arkadaşım çimdik atıyor; ağlıyorum. Mesela dedim :D örnekti. :D

Neyse işte.. Öyle.. Ben gideyim ya. Ama gitmeden bir şarkı vereceğim size. Beni anlatan bir şarkı.

Gençler ben geldim.

Ben geldiimm, ödevler bitti. İki dk. yazayım dedim. De kimse yok? Az yorum yapın ya. Yalnız hissediyom valla :(
Neyse, konuya gelelim. Bugün çok mal şeyler oldu. Gerizekalı bi arkadaşım, kafama takıldı. Bana trip attı bugün, facebook durumunda. Bende akşam nedenini sordum. "Hatırlamıyorum" dedi. Neyse. Çokta umurumda. Aman banane ya. Naparsa yapsın.
Ki konuşuyoduk yani. Ne bileyim böyle seviyodum onla konuşmayı. Sabaha karşı; Acemi Cadı'yı açıyoduk ikimizde, izlerken bi yandan da mesajlarda sahnelerle dalga geçiyoduk mesela. Güzeldi yani. Şimdi suratıma bakmıyor. Kırıldım, ne diyeyim.
Peki, bana geçelim.
Ben aynıyım (: bi farklılık yok.. Cidden yok. Değişen hiçbişey yok.
Demin iki dk foto çekineyim dedim. Yahu tipten tipe girdim o nasıl bişeydi ya? Adam gibi çekinemedim, poz vereyim diyorum. Yok, olmuyor. Yapamıyorum. En son bıraktım.. Dedim ne halin varsa gör. Kendi kendime gülmeye başladım falan. Ya rezil oluyorum.
Hatta bence film yapılmalı; her fotoğraf çekinmeye çalıştığımda söylerim bunu kendi kendime.. "Kızların fotoğraf çekinmeye çalışırken girdikleri kılıklar." Diye bi tane yapsalar; topluma çok faydalı olur bence.

Onu geçin de, ben iki hafta önce falan aşıktım..
Herif beni kıracak birşey söylediğinde;
İlk önce böyle oluyordum;
 Sonra böyle;

12 Eylül 2011

Belirli bir cümle yok.

Uzun zamandır yazmıyordum bloga. Baya oldu.
Bilmiyorum belki de sadece başım sıkıştığında yazıyorum buraya. Bilemiyorum.. Ama garip bir ruhsuzluk var üzerimde şu aralar. Onun nedenini de bilmiyorum.. Bol bol ağlayasım, içimi dökesim geliyor bazen. Onun nedenini de bilmiyorum.. Bakın, Halil Sezai mod: "İsyeeeeaaaan" tipindeyim yani şu aralar..
Aşık değilim, sadece stresler var üstümde. Üstüme çok gelen insanlar var.. Sabır sınırlarımı zorlayan.. Sabrım taşmadan anlatmak istiyorum bazı şeyleri onlara; ama anlamıyorlar. İlla deliyle deli olmak gerek sanırsam..
Bende olacağım. Demiyorum.. Hayır, hayır demiyorum.. Demiyorum çünkü; olamam. Olamayacağımı biliyorum.
Neyse, sadece stres var üzerimde, onu anlatmak istedim. Bi insanın üzerinde stres olması için illa da aşık olması gerekmez zaten.
2 tane başarısız aşk girişimi yaşadım bu yaz zaten.
Hayatımın en kötü yazıydı bu yaz zaten.
Hayır hayır.. Hayatımın en kötü yılıydı 2011 zaten..

07 Haziran 2011

Bir süre yokum. Belki çok uzun bir süre.

Başlıktan da anladığınız üzere, blogumu bir süre boşlayacağım, boşlamak zorundayım. Bilgisayarım elimden alındı çünkü. Ailem tarafından.
     Sbs bittiği için artık işkenceye başladılar. Dayak atma eylemlerine bile. Dün başıma geldi bile hatta. Elbise askısı kolumda kırıldı, sinirim zedelenmiş mi patlamış mı ne bilmiyorum. Doktordan geliyorum. Kollarım ve bacaklarım mosmor. Garip yani. Gülebilirsiniz, bu yaşına gelmiş, eşek kadar olmuş, hala anasından dayak yiyor amele. Diyebilirsiniz. Alınmam.
Annem, Samsun'a giderse eğer, ve beni de yanında götürmezse, girebilirim rahatça. Ve ben, kesinlikle onunla Samsun'a bir daha gitmek istemiyorum. Aranızda Samsun'lu varsa alınmasın ama, gerçekten benim için kabus gibi  bir yer orası. Herkes oranın çok güzel bir yer olduğunu söylüyor ama değil. Hakikaten değil. Belki de ben sadece bir yüzünü görüyorum bilmiyorum. Ama o yüzünü de görmek istemiyorum. Bu sene de artık onunla hiçbir yere gitmek istemiyorum, kararlıyım buna. İsterse beni hastanelik etsin, kollarımı kırsın, daha fazla işkence yapsın, umurumda değil, gitmeyeceğim, o kadar!

     Neyse, bunları yazarak kafanızı ütülemek istemiyorum. Şimdi çıkmam gerek, görüşmek üzere.
Ah, söylemeyi unuttuuum. Çok iyi bir şey oldu, bu kadar kötü şeyden sonra sadece iyi 'bir şey'. Köpek aldım! Dün aldık babamla birlikte. Adı Hulusi. Hahah :))
Bir şey daha söyleyeyim gitmeden, sonra defolup gidiyorum merak etmeyin. :)))
Uğur'a uyarıları ve tavsiyeleri için gerçekten çok teşekkür etmek istiyorum. Hepsini benim için söylediğini biliyorum Uğur, o yüzden umarım bu postu beğenirsin... :))

                                                                                                                Kendinize iyi bakın millet!

06 Haziran 2011

"Sbs Çıkışı Mağdur Öğrenci Stayla"



Evet gencolar, ben de o sbs mağdurlarından biriydim. Ve kusmak istiyorum şuan. Yersiz oldu ama, kusasım geldi yani harbiden. Neyse midesini bulandırmayalım milletin.
     Sınav nasıl mı geçti ? Klişelerden uzak duracağım, geçmedi geçirdi demeyeceğim. Zor değildi de demeyeceğim. Bal gibi de zordu çünkü. Götümden ter aktı amk o inkılap sorularını çözerken. Deli ettiler adamı ya. Ayrıca Nimet Abla'ma da çok çok selamlarım var burdan, öperim onu şapşup.<3 (Sıçtığımın orospusu.)
     Matematik geçirdi bana, harbi geçirdi yani. Kendimi Fatmagül gibi hissettim onları çözerken amk. İnsana azcık nefes aldırsınlar yahu, bu ne böyle ? Bütün seneden beri " Aman bu son senen kızım, aman sık dişini, aman dayan, aman az kaldı, aman bak çok güzel geçecek, aman çok güzel liseye gideceksin, bla bla bla... Sıçim liseye amk! Ne liseymiş be! Çok afedersiniz ama s.kti ebemi yani. Hakikaten yaptı bunu. (Umarım bunu okuyan mağdurun yanında ebeveynleri yoktur.) Tamam abi, kabullendim ben. Siz de kabullenin artık, okul hayatım boyunca ne son senem olacak, ne dayanabileceğim, ne az kalacak, ne sınavlar çok güzel geçecek, ne de çok güzel liseye gideceğim! Olmayacak bunların hiçbiri, siz de kabullenin artık... İşin şaka kısmını da bıraktım zaten artık, Nimet'e klasik ergen tavırlarıyla yaratıcı yaratıcı küfürler etmiyorum. Arkadaşlarla, "Geçirecek amk bu Nimet bize" muhabbetleri yapmıyorum, kendi başıma takılıyorum sadece. Ama yok, olmuyor. O da suç oluyor. Onu da yapmamak lazım. Sadece ders çalışmak, test çözmek gerekiyor, değil mi? Amk. hayatında sıçmaya giderken bile geometri sorularıyla gideceğiz! Kayacak hayatımız, eğer bu lanet sınavlarda 450 üzeri alamazsak, hiç bir bok olamayacağız. Ya soruyorum size, bir insanın, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının geleceği, mesleği, parası, hayatı, her şeyi bir sınavla belirlenir mi ? Sözüm Nimet Çubukçu'ya! Her yıl Sbs, Ygs, Oks, Öss, Ösym zamanları yaklaştığında mikrofonlar sana çevriliyor hanımefendi! Sana diyorlar ki, "2 saat çok az değil mi? Bir öğrencinin kaderini bir testle belirlemek adaletli mi sizce?" ve sen de gayet ciddi cevap veriyorsun, "E, 15 dk. daha ekledik ya!" Bu nedir ya? Ne bu? Ah, pardoooon, çook çok özür dileriim! Hata bende, sorgulamamalıyım değil mi? Sorgulayınca bile suç oluyor çünkü bu memlekette! Sbs'ye küfür mü ettin? Öss'yi mi sorguladın? Ösym'ye 'adaletsiz' sıfatını mı sarfettin? Yakaladıkları yerde bitiriyorlar seni. Budur ama, adalet de budur, özgürlük de budur. Hah, ve yine hata bende. Bu konular üzerine kalemimi alaycı yaklaşımlarla ele alıyorum! Ama haklıyım, bir gün, çok geç olacak ama bir gün, bunu sen de anlayacaksın Nimet Çubukçu... Bu ülkeye, adam gibi bir Eğitim Bakanı geldiğinde, senin trilyon katın değerinde bir Eğitim Bakanı geldiğinde, sen de anlayacaksın nasıl bir şerefsiz olduğunu...

     Neyse, tamam. Bunları düşündükçe ve yazdıkça, kat kat daha fazla sinirlendim ama bütün postu bunun için kullanamayacağımın farkındayım. :D Öyleyse, kısa kesmekte fayda var. (O nasıl bir 'kısa'dır? Kısa denilince aklına ne geliyor senin be? :S) Gelelim Sbs'de yaşadığım olaylara.
Aynen şu vakalar göründü bende;
1-) Sınava girmeden önce ellerin buz kesmesi,soğuk terleme.
2-) Önüne pat diye kitapçık konduğunda ellerinin terlemesinin sıcak tere dönüşmesi.
3-) Sadece eller değil, boylu boyunca terleme. Ve bunun verdiği iğrenç his.
4-) Gerizekalı gözetmenlerin gözlerinin fal taşı gibi açılmış, bütün sınav boyunca üstünde durması.
5-) Sınavın yapılacağı o lanet olasıca okuldan içeri adım atıldığında sadece 20 dk. sonra hayatının elinde olduğunu bilme hissi.
6-)Sınava girince boğulacakmış hissi.
7-) Sınavdan çıkınca derin bir, "Hoooooooh beeeee!" ve, "Hayat buymuş laaan! Amına koyiiiiim Nimeeeeeeeğğğttt!" deme meselesi.
8-) Evden içeri adım atılınca, "Kaç alcam acaba amk?" düşüncesi...

Gerçekten aynen böyleydim... Bütün gün boyunca hayalet gibi gezdim. İşin garip tarafı, sınav bittiğinde, ben okuldan dışarı adımımı attım, merdivenlerin önüne gittim, derin bi nefes aldım sınav bitti diye, ve annemle babamı aramak için bakmaya koyuldum. O arada, bütün millet alkışlamaya başladı. Töbe estağfurullah dedim, noluyoruz lan? Lan öyle garip oluyosun ki amk, millet sana bakarak alkışlıyo, gülüyo, sen mal mal trene bakar gibi bakıyosun böyle düşün. Ulan meğersem, millet beni görünce öyle gülümserken, sınavımın iyi geçtiğini anlayıp alkışlamaya başlamış! Gerçi o kadar da iyi değildi ama, neyse. Ben bozuntuya vermedim tabii, hemen uçtum ordan.
Ha, unutmadan, Şair Nedim'de girdim Sbs'ye. Orda olan varsa eğer, üstümde kırmızı, üstünde Rusça küfür yazan bir tişört vardı. :D
360, 370 falan alırım herhalde. Sütlaç 50 yanlış yapmış laan! :D Battı kız amk. :D
Haa, anılarıma gelinceeee... :)))
Eski sınıf arkadaşımı gördüm Sbs'de. Şansa bak, o orospu da Hayvan Oğlu Öküz'ün eski sevdiği kız. Çıkmışlardı sanırım bir aralar.
Hayvan Oğlu Öküz'le Breaking Dawn'a (Şafak Vakti, bende bilmiyodum bu güne kadar amk. İzleyince de saçma geldi, vampirler var hani böle, uçuyolar kaçıyolar falan. Garip yani.) gitme olasılığımız yüksek. Gerizekalı fragmanını izlettim ona, direk tepki şu oldu zaten "Kankaaa, amkk benim bu filme gitmem lazım. Şu sarı koca kafalının ismi neydi amk?" "Edward." "Hah, o mal işte. Gerdek gecesinde yatağın tatasını kırıyo kodumun ayısı. Gitmem lazım benim bu filme kankaa." dedi ya! Bu ya! Cidden bu, dediği tek şey buydu yani! "Hayvaaan, bi oraya mı dikkat ettin amk. ayısııııı." dedim, "Napiyim kanka, görülmicek gibi değil." dedi. Ben de bayağı bir zaman geçince (konudan kopmuştuk o ara, ben tekrar buraya geldim.Salağım ya, biliyorum evet.) "Haa, kankaaaa, Biz sınıfça gitmeyi düşünüyoduuk bu filmee bu aradaa, yani sınıfça derken, Sütlaç Mütlaç gelcek işte. Sen de gelseneeee!" dedim öküz gibi. Ve evet salağım, biliyorum. "Ne zaman çıkıyo bu film?" "November ekim miydi kasım mıydı amk? Kasımdı kasım. Kasımda çıkıyo kanka. :)" "Oha çok var lan." "Olsun ben sözünü alayım da. :D" "Belli olmaz." dedi. Bu kadar yani. Sonra da konuyu değiştirdik zaten.

     Of, elim ağrıdı amk. :D (Bu 'amk.' da benim ağzıma dolandı bayağı ha, çok pardon olmayan şeyimle nası koyucaksam! Tartışılır mesele!) Umarım güldürmüşümdür sizi, eğer siz de benim gibi bir Sbs mağduruysanız, bu komik yaklaşımla (Zirzopun teki çıkcak şimdi, ne komiği la, sen komiksen ben dünyanın en komik insanıyım böhöhöyt dicek. Ben de uğraşcam. O zirzopa ben burdan sesleniyim hazır aklıma gelmişken, canıııım, ergeniiiiiim, boşuna götünü yırtma bi bok yapıcam, güldürcem diye. İtinayla silmem yorumunu ha. Haberin ola.) sizi güldürmeyi başarmışımdır umarım. Ve en önemlisi, eğer siz de benim gibi Sbs mağduruysanız, COŞUN PANPALAR!!! ARTIK RAHATIZ YUPPİİİİİİİY! Tamam, sakinim.

                                                                                          Hepiniziiii, öpüyoruuum kocamaaaaaaan..... :))))