28 Şubat 2011

Her şey için üzgünüm..

Uzuuuuun uzuuuun uzuuuuun bir zamandır yazamıyorum.. Çok çok özür dilerim her şey için.. Kendimi affettirmek için yukarıdaki şekerlerden versem ? :P Kabul ediyorum kötüydü. :/
      Eveeeet, gelelim bu zamana kadar neler neler yaptığımaa.. :)
İlk olarak, babamla ladese girdik, Monopoly'sine. Suyla ladesledim babamı :)). Su istedi benden, ben de getirdim, aklımda demedi. Ve bom! Ha-Ha-Ha ! Zafer benim! :)
Sonrasında, okul başladı zaten.. O nefret ettiğim Cadı'yla yeniden karşılaşmak benim için çok kötü oldu maalesef. Cadı'yı da tanıtayım, sınıf öğretmenimiz, ayrıca kimya öğretmeni. İsmini vermeyelim şimdi, ayıp olur. ( Ne ayıp olacaksa? Görüyor sanki.. Aman birde görürse o zaman görürsün sen babayı..) Ayrıca bir de Piton var! Piton da müzik öğretmeni, ayrıca müdür başyardımcısı. Hıh. Havalı pislik.! Şıllığın teki. İnsanları azarlamaktan çok büyük zevk duyuyor, hele herkesin gözünün önünde.. Bayılıyor resmen! Aman neyse, moralimi bozmayacağım şimdi. :D
Neyse okulun başlaması bir yandan da benim için çok iyi oldu. Bunu açıkça söyleyebilirim :). Çünkü arkadaşlarımı gördüm.. Sanki bana çok yararları var da. Neyse işte, o dallamalarla konuşup kendimi rahatlatıyorum sadece. Hepsi birbirinden inek, birbirinden zavallı.. Hayatlarında bir kere bile karnelerinde 4 görmemişler.Bu dönem de karnelerine 4 geldiği zaman ağlıyorlar. Ulan diyorum kendi kendime.. Bu insanlar 4 aldımmı üzülüyor, ben 2 aldığım zaman seviniyorum lan. Bu da bir şey! Diyorum..
Hani mutluyum dersin ya kendi kendine.. Bak mesela ben şuanda mutluyum! Niye? Çünkü babişko kontör almış! Hemde 20 lira! Vuhuuuuv! O kadar çok seviyorum ki babamı! Anlatamam! Annem de elimde telefon, 0.facebook'a girmeye uğraşırken görünce hemen damgayı yapıştırdı, aman harca hemen! o kontörler orda kalırsa için rahat etmiyor değil mi!? Dedi hemen. Anacım bu kadın da bir alem! 0.facebook bedava anne diyorum, yok inanmıyo.. Şimdi ben bu telefonu ilk aldığımda (Benim telefon Samsung. Samsung'u bilirsiniz zaten.. İçinde satın alınabilen oyunlar var ya hani.. ) Asphalt 4'ü oynamak için çıldırıyordum resmen. Tabii bir zaman sonra telefon bana deneme süresi doldu, isterseniz şuraya tıklayarak satın alabilirsiniz filan fıstık demeye başladı.. Ben de daha çocuğum o zamanlar, hem de oyunun derdine düşmüşüm, gözümü bürümüş benim o oyun, hemen satın al'a bastım. Aman Allah'ım.. O nasıl bir işkencedir.. O nasıl bir ızdıraptır.. Çin işkencesine döndü olay resmen. Bu şerefsiz Samsung, benim 2 ay boyunca yüklediğim kontörlerden 9'unu yedi.. 2 ay ama! Az mı! 10 yüklesen 9 gidiyo! Öğrenci adamım ben ya! Yazık! Bende o kadar para yok ki! Elime kağıt para doğru dürüst zaten geçmiyo, geçince de bereketini kaybediyo anacım. İki dakkada bitiyo hooop diye! Aman neyse, 2 ay sonra bu kesti almayı. Tabii 2 ay sonra benim satın aldığım oyunda eskidi.. Yeni sürümü çıktı.. Filan fıstık.. Ben yas tuttum günlerce, telefon sanki namahremmiş gibi elimi sürmedim, sürgüne gönderdim kendimi gibi birşey yani. Saçma sapan işler işte.. Neyse işin özü, annem o olaydan beri bu telefondaki her boku paralı sanıyor! Telefona müzik atıyorum, "Aman kızım bak dikkat et paracıkların gitmesin!" Var mı böyle bişey ya? Şaka mısın anne diyorum bazen sadece.. Öyle yani.. Kadın anlamıyo arkadaş! Napalım, kafasını yarıp içine mi sokalım ?! Gerçi, ordan soksak, kulağından çıkar bunun da neyse.. Aman işte öyle..
Ve de mutlu olmamın diğer nedenleri..
Ya bu bakış açısını yeni edindim ben şimdi. Mantıklı aslında.. Herkes mutludur aslında! Neden biliyomusun ? Çünkü nefes alabiliyosun, görebiliyosun, konuşabiliyosun, hareket edebiliyosun, beynini kullanabiliyosun.. Ee daha ne? Bunlar mutlu olmak için geçerli sebepler.. Örneğin; mavi kapak kampanyası! Çok mantıklı bence. Yürüyemeyen miniklerimiz için akülü sandalye. Kimseye ihtiyaçları kalmayacak bir yerlere gidebilmek için! En basit örnek bu, daha neler var neler..
Ama bir de diğer açıdan bakmak lazım, değil mi? Yani şimdi tamam, organlarının hepsi düzgün çalışıyor, ama senin psikolojin de çok önemli.. Çevren önemli, yaşamın önemli.. Ailen önemli.. Bak mesela ben aslında mutsuz, ama çevresindekilere aşırı mutlu görünen, hep onları güldürmeye çalışan bi kız oldum hep.. Ailem yüzünden belki de mutlu değilim ben, ne dersin ? Bir şey diyemezsin, çünkü ailemi bilmiyorsun. Aman bilme, bilmemen senin için daha iyi. Hepsi birbirinden alçak, ikiyüzlü, herkes adam satıyor, herkes bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda.
 İnsanlar çok garip, bir gün senin için her şeyi yapabilecekken, ertesi gün sana çöpmüşsün gibi davranabiliyorlar.. Bir de sanki gayette normal birşeymiş gibi bunu uygulayışları yok mu, öldürür adamı. Al sana intihar sebebi.
   Mesela ben sana bu konuda örnek gösterebilirim gayette. Ben geçen hafta pazar günü dershanedeki her ayda bir yapılan deneme sınavlarına gittim. Neyse en baştan başlayayım, bundan önceki ay yapılan sınavda ben hiç çalışmamıştım. Sanki diğerlerinde çok çalışıyorum da.. Neyse işte bi kız var o bana kopya vermişti sınavda.. Benim de o ay puanımı kesin kesin yükseltmem lazım. Yükseltmezsem, müdürün yanına gidicem.. Neyse ben bu kızın sayesinde düzelttim puanı. Şimdi geçen hafta yapılan sınavda da bu beni bi sattı.. Arkadaşıyla beraber geldi sınava, beraber oturdular falan. Of, hatırladıkça ölüyorum. Bana bakmadı hiçbiri. Ben de yanıma otursanıza dedim. Hiçbiri oturmadı. Bende hiç oralı olmadım. Bu arada benim annemle babam da boşanmak üzere.. Psikolojim biraz da o yüzden bozuk.. Ama şuanda iyiyim. Biraz daha düzeldiler sanki, yani ne bileyim öyle gibi geliyor bana.. Neyse daha sonra anlatırım bunları sana..
Sonra benim en yakın arkadaşım geldi sınava. Şansa onunla aynı sınıfta olacakmışız, bu sefer onun sınıfıyla sınava girecekmişiz. Ben de gelince hemen el kol işareti yaptım. Neyse naber nasılsın faslı bitince ben otursana yanıma dedim. Ama ben blabla'yla oturuyoruuum. dedi. Hiçbişey demedim. Aynı gün iki kazık ardarda. Beni sınavda bir ağlama tuttu, bir ağlama tuttu. Anlatamam. Saçma saçma ağlıyorum ben böyle sınavın ortasında. Hoca yanıma oturdu falan böyle. Neyse işin özü hata bendeydi.. Çalışmadan gittim sınava, hakettim ben onları! Bu sınava çalışacağım en azından.. Zaten artık sınavlar 2 haftada bir olacakmış, iyice bok oldu durumum yani!.
Neyse bunları geçelim. Asıl başlı başına sorunum annem şuanda. Kadın bana feci halde kafayı takmış. Her fırsatta bir laf sokma isteği, bir hakaret. Ne alıp veremediği varsa benle. Mesela geçen gün bisküvi almış, yedim diye demediğini bırakmadı. Yok efendim neymiş bir gün o birşey alsınmış da, ben yemeseymişim. Yemek için değil kuluçkaya yatmak için alıyor herhalde bu yiyecekleri. Artık boğazıma kadar geldi ama siktir git lan diycem bigün görcek babasınınkini. Mal. Şimdi de yeni yemekten kalktım mesela. Neymiş efendim yere ekmek dökmüşüm diye bi başladı bu, "Allah belanı versin senin, lanet olsun senin gibi evlada, hakkımı helal etmiyorum sana, koca evine gidince çok yapıcaksın bunları ama, senin yaşındakiler ev süpürüp siliyo, bir daha masaya yan oturduğunu görürsem sıçarım senin ağzına, hele ben bir daha göreyim yerlerde ekmek kırıntısı, bak bakalım nasıl yalatıyorum sana ben buraları." Sonrası malum zaten, küfür de küfür.. Kadında beni öldürme isteği var zaten. Nedenini anlayamadım hala. Şimdi, benim gerizekalı annem babamın ailesinden çok çekmiş. Eh, ben de babamın ailesinden olduğum için bana sanki ben de onlarmışım gibi davranıyo, her fırsatta her fitne ficürlüğü yapmak mesela. Elinden ne geliyorsa ardına koymuyor. İşin özü, boşanıp boşanmamaları umurumda bile değil. Benim tek istediğim şey polis kolejinin sınavlarını kazanmak.. Neden mi polis koleji ? Çünkü, benim annemin ailesi de, babamın ailesi de birbirinden bok.. Aile konusundan son derecede şanssızım... Ama umurumda değil. Tek umurumda olan, ileride bir gün, benim durumumda olan çocukları kurtarmak. Onları kurtarmak için elimden ne geliyorsa yapmak. Tek istediğim bu... Dediğim gibi, boşanıp boşanmamaları umurumda değil, bilgisayarımı ve modemimi alayım, o yeter bana. Neyse bugünlük yeter, görüşürüz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder